‘Rumen Funguslar Kullanılarak Anaerobik Çürütücülerdeki Biyometan Verimliliğinin Artırılması’ ve ‘Rumen Fungusları Kullanılarak Mikroalglerden Elde Edilen Biyometan Verimliliğinin Artırılması’ isimli buluşları hakkında Prof. Dr. İnce hem ülke iktisadına tıpkı vakitte ekosisteme katkı sağlanacağının altını çizdi.
YENİLENEBİLİR GÜÇ ÜRETİLEBİLİR
‘Rumen Funguslar Kullanılarak Anaerobik Çürütücülerdeki Biyometan Verimliliğinin Artırılması’ isimli buluşları hakkında Prof. Dr. İnce, “Hayvan dışkısından elde edilen biyokütle gücü evsel, ticari ve endüstriyel maksatlı olarak kullanılabilecek. Biyokütle gücü ile küçük işletmelerde ısı kaynağı, büyük ölçekli işletmelereyse elektrik santrali olarak kullanılabilir. bu biçimdelikle hem pak ve etraf dostu yenilenebilir güç üretilebilir birebir vakitte tarım ve hayvancılıkta karşılaşılan hayvan atıklarının depolanma sorunu çözülebilir” dedi. Çalışma, Anadolu’da klasik olarak kullanılan tezekle ısınma tekniğini akla getirse de Prof. İnce bunun ısıtırken etraf sıkıntılarına yol açmayan farklı bir formül olduğunu belirtti. Patentini aldıkları çalışmaları 4 kişilik bir takımla tamamladıklarını ve takımda 2 öğretim üyesi, 1 doktora öğrencisi ve 1 yüksek lisans öğrencisinin bulunduğunu lisana getiren Prof. Dr. İnce, ülkemizde her yıl yaklaşık 200 milyon ton hayvansal atığın ortaya çıktığını söyleyerek şu biçimde konuştu:
ATIKLARIN GÜCE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ MÜMKÜN
“Bu 200 milyon ton atık hayvansal da olsa en nihayetinde bir atık. Ayrıyeten bu atıkların ekonomik kıymeti var. Bunun yanı sıra bu atıklar içeriğinde ekolojik tahribat yaratabilecek karbon, azot, fosfor barındırıyor. Bunları yok etmek değil iktisada kazandırmak fazlaca daha manalı. Son 20 yıldır batı ülkeleri suları arıtmak yerine onun ortasında yer alan atıkları ve bakterileri geri kazanmak, güce dönüştürmek üzere konularda hayli sayıda patentli teknoloji geliştirdi ve uygulamaya soktu. bu biçimdelikle hem iktisada tıpkı vakitte ekolojiye katkı sağladılar. Bu sayede de dünyada biyogaz tesislerinin değeri arttı. Zira atıkların biyolojik olarak güce dönüştürülmesi mümkün.
‘FUNGUSLAR’ RANDIMANI ARTIRIYOR
Ülkemizde bulunan biyogaz tesislerini incelediğimizde kimilerinin fazlaca verimli çalışmadığını gördük. Zira hayvansal atıklar sıkıntı parçalanıyor. Burada çalışmamızın ismini oluşturan ‘funguslar’ devreye giriyor. Funguslar, büyük molekül ağına sahip çözülmemiş bileşikleri parçalayarak daha küçük organik bileşiklere çeviriyorlar. ötürüsıyla bakterilerin üzerinde daha verimli çalışan bir biyolojik topluluk oluyorlar. Funguslar ortama ek edildiğinde verimliliği yüzde 50’ye yakın artırıyor. Bu da biyogaz tesislerinde verimliliği artırıyor. Bu sebeple funguslar bizim için hayli değerli.”
BİYOLOJİK FABRİKALAR
Prof. Dr. İnce, tescil alan öbür buluşları “Rumen Fungusları Kullanılarak Mikroalglerden Elde Edilen Biyometan Verimliliğinin Arttırılması” hakkında ise, “Algler, fotosentez yoluyla karbondioksiti ve güneş ışığını epey faal bir biçimde güce dönüştüren ve bu süreçte de yağ üreten küçük birer biyolojik fabrika ve bu yüzden tüm ekosistemlerin bütünlüğünün korunmasında epey kıymetli bir işleve sahipler” diyerek şu biçimde konuştu:
“Bizim mikro ve makro alglerimiz var. Yani kabaca yosun dediğimiz tek hücreli ya da fazlaca hücreli ve oksijen üreten canlılar. Atmosferdeki karbondioksiti emip kendi karbonunu kendileri yapıyor. Algler, atmosferden ne kadar karbondioksit alırsa iklim değişikliğinin tesirleri ve atmosfer ısınması da o kadar azalıyor. bununla birlikte karbondioksiti emerek oksijen açığa çıkarttığı sırada da yağ üretimi yapıyorlar. Biz de bu yağlardan funguslar yardımıyla biyogaz elde ediyoruz. Yani biz bu çalışmayla rastgele bir bacadan çıkan karbondioksit atmosfere karışmadan alglerin karbon muhtaçlığını karşılayarak hem iklim değişikliğine sebep olan karbondioksiti azaltıyoruz birebir vakitte biyogaz elde ederek güce çevirebiliyoruz.”
GÜBREDEN BİYOGAZIN ‘TEZEK’LE İLGİSİ YOK
‘Rumen Funguslar Kullanılarak Anaerobik Çürütücülerdeki Biyometan Verimliliğinin Artırılması’ isimli buluşlarında kullanılan hayvan atıklarının ısınma tekniği olarak da kullanılabildiğini ancak bunun eski ısınma tekniği olan tezek kullanmasıyla benzeri bir yanının olmadığını söyleyen Prof. Dr. İnce, “Büyükbaş hayvan çiftliklerinde hayvan dışkısının oluşturduğu atık epey fazla ve bu atıkların içeriğinde sağılığa ziyanlı patojenler var. Günümüzde gübrenin kurutulmasıyla elde edilen tezek kullanması bir çok azaldı. Tezekle ısınma sıhhat açısından gerçek değil. Ayrıyeten pak bir güç açığa çıkarmadığı için tabiata da ziyanlı. Yaptığımız çalışmanın geçmiş senelerdaki ısınma formuyla ilgisi yok zira biyogaz üretiminde atıklarda bulunan ziyanlı unsurlar arıtılıyor ve pak bir güç açığa çıkıyor” dedi.
YENİLENEBİLİR GÜÇ ÜRETİLEBİLİR
‘Rumen Funguslar Kullanılarak Anaerobik Çürütücülerdeki Biyometan Verimliliğinin Artırılması’ isimli buluşları hakkında Prof. Dr. İnce, “Hayvan dışkısından elde edilen biyokütle gücü evsel, ticari ve endüstriyel maksatlı olarak kullanılabilecek. Biyokütle gücü ile küçük işletmelerde ısı kaynağı, büyük ölçekli işletmelereyse elektrik santrali olarak kullanılabilir. bu biçimdelikle hem pak ve etraf dostu yenilenebilir güç üretilebilir birebir vakitte tarım ve hayvancılıkta karşılaşılan hayvan atıklarının depolanma sorunu çözülebilir” dedi. Çalışma, Anadolu’da klasik olarak kullanılan tezekle ısınma tekniğini akla getirse de Prof. İnce bunun ısıtırken etraf sıkıntılarına yol açmayan farklı bir formül olduğunu belirtti. Patentini aldıkları çalışmaları 4 kişilik bir takımla tamamladıklarını ve takımda 2 öğretim üyesi, 1 doktora öğrencisi ve 1 yüksek lisans öğrencisinin bulunduğunu lisana getiren Prof. Dr. İnce, ülkemizde her yıl yaklaşık 200 milyon ton hayvansal atığın ortaya çıktığını söyleyerek şu biçimde konuştu:
ATIKLARIN GÜCE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ MÜMKÜN
“Bu 200 milyon ton atık hayvansal da olsa en nihayetinde bir atık. Ayrıyeten bu atıkların ekonomik kıymeti var. Bunun yanı sıra bu atıklar içeriğinde ekolojik tahribat yaratabilecek karbon, azot, fosfor barındırıyor. Bunları yok etmek değil iktisada kazandırmak fazlaca daha manalı. Son 20 yıldır batı ülkeleri suları arıtmak yerine onun ortasında yer alan atıkları ve bakterileri geri kazanmak, güce dönüştürmek üzere konularda hayli sayıda patentli teknoloji geliştirdi ve uygulamaya soktu. bu biçimdelikle hem iktisada tıpkı vakitte ekolojiye katkı sağladılar. Bu sayede de dünyada biyogaz tesislerinin değeri arttı. Zira atıkların biyolojik olarak güce dönüştürülmesi mümkün.
‘FUNGUSLAR’ RANDIMANI ARTIRIYOR
Ülkemizde bulunan biyogaz tesislerini incelediğimizde kimilerinin fazlaca verimli çalışmadığını gördük. Zira hayvansal atıklar sıkıntı parçalanıyor. Burada çalışmamızın ismini oluşturan ‘funguslar’ devreye giriyor. Funguslar, büyük molekül ağına sahip çözülmemiş bileşikleri parçalayarak daha küçük organik bileşiklere çeviriyorlar. ötürüsıyla bakterilerin üzerinde daha verimli çalışan bir biyolojik topluluk oluyorlar. Funguslar ortama ek edildiğinde verimliliği yüzde 50’ye yakın artırıyor. Bu da biyogaz tesislerinde verimliliği artırıyor. Bu sebeple funguslar bizim için hayli değerli.”
BİYOLOJİK FABRİKALAR
Prof. Dr. İnce, tescil alan öbür buluşları “Rumen Fungusları Kullanılarak Mikroalglerden Elde Edilen Biyometan Verimliliğinin Arttırılması” hakkında ise, “Algler, fotosentez yoluyla karbondioksiti ve güneş ışığını epey faal bir biçimde güce dönüştüren ve bu süreçte de yağ üreten küçük birer biyolojik fabrika ve bu yüzden tüm ekosistemlerin bütünlüğünün korunmasında epey kıymetli bir işleve sahipler” diyerek şu biçimde konuştu:
“Bizim mikro ve makro alglerimiz var. Yani kabaca yosun dediğimiz tek hücreli ya da fazlaca hücreli ve oksijen üreten canlılar. Atmosferdeki karbondioksiti emip kendi karbonunu kendileri yapıyor. Algler, atmosferden ne kadar karbondioksit alırsa iklim değişikliğinin tesirleri ve atmosfer ısınması da o kadar azalıyor. bununla birlikte karbondioksiti emerek oksijen açığa çıkarttığı sırada da yağ üretimi yapıyorlar. Biz de bu yağlardan funguslar yardımıyla biyogaz elde ediyoruz. Yani biz bu çalışmayla rastgele bir bacadan çıkan karbondioksit atmosfere karışmadan alglerin karbon muhtaçlığını karşılayarak hem iklim değişikliğine sebep olan karbondioksiti azaltıyoruz birebir vakitte biyogaz elde ederek güce çevirebiliyoruz.”
GÜBREDEN BİYOGAZIN ‘TEZEK’LE İLGİSİ YOK
‘Rumen Funguslar Kullanılarak Anaerobik Çürütücülerdeki Biyometan Verimliliğinin Artırılması’ isimli buluşlarında kullanılan hayvan atıklarının ısınma tekniği olarak da kullanılabildiğini ancak bunun eski ısınma tekniği olan tezek kullanmasıyla benzeri bir yanının olmadığını söyleyen Prof. Dr. İnce, “Büyükbaş hayvan çiftliklerinde hayvan dışkısının oluşturduğu atık epey fazla ve bu atıkların içeriğinde sağılığa ziyanlı patojenler var. Günümüzde gübrenin kurutulmasıyla elde edilen tezek kullanması bir çok azaldı. Tezekle ısınma sıhhat açısından gerçek değil. Ayrıyeten pak bir güç açığa çıkarmadığı için tabiata da ziyanlı. Yaptığımız çalışmanın geçmiş senelerdaki ısınma formuyla ilgisi yok zira biyogaz üretiminde atıklarda bulunan ziyanlı unsurlar arıtılıyor ve pak bir güç açığa çıkıyor” dedi.