Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile Kanada Senatosu Lideri George J. Furey içinde gerçekleşen toplantıda, iki ülke içindeki eğitim bahisleri ele alındı. Son periyotta Türkiye Cumhuriyeti Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın attığı başarılı adımların biroldukca ülke tarafınca yakından izlendiğini kaydeden Bakan Özer, eğitim sistemini daha ileri taşımak için üç ana tema tespit edildiğini söz ederek şu biçimde konuştu:
“Bunların birincisi eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek. birinci vakit içinderda okul öncesi eğitimde bir seferberlik başlatarak yalnızca bir yılda okul öncesi eğitimde okullaşma oranını yüzde 78’den yüzde 93’e çıkarttık. Okullarımızın tamamını kütüphanelerle donattık. Kütüphanelerdeki kitap sayısını 28 milyondan 80 milyona çıkarttık. Temel Eğitimde 10.000 Okul Projesi’yle on bin okulun eğitim ortamlarını zenginleştirdik. Binden çok okulumuzu etraf dostu okul haline getirdik. Ülkemiz eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için tüm ders kitaplarını son yirmi yıldır fiyatsız olarak dağıtıyor. Bu sene buna bir ek yaparak eğitimle ilgili tüm yardımcı gereçleri de fiyatsız olarak tüm öğrencilerimize ulaştırdık.”
ÖĞRETMEN GELİŞİMİ İÇİN ÇOK KAPSAMLI PROGRAMLAR
Özer, öte yandan halk eğitim merkezlerinde verilen kurslarla her ay 1 milyon şahsa ulaşıldığını, yetişkinlerin istediği eğitimi istedikleri lokasyonda alabilmelerine imkân tanıyan bir kapasiteye erişildiğini vurguladı. İkinci önceliğin öğretmenlerin mesleksel gelişimi olarak belirlendiğinin altını çizen Bakan Mahmut Özer, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenliğin bir meslek mesleği olarak tanımlandığını hem de öğretmenlerin mesleksel gelişim eğitimleri için okul temelli hayli kapsamlı programların hayata geçirildiğini anlattı.
Yürütülen çalışmaların ana odağına alınan üçüncü mevzu başlığını mesleksel eğitimin güçlendirilmesi olarak tanımlayan Özer, yeni yaklaşımda mesleksel ve teknik Anadolu liseleri ile birlikte Almanya’daki duale mesleksel eğitimin karşılığı olan mesleksel eğitim merkezlerinin yer aldığını, bu alanda yapılan yasal düzenleme daha sonrasında 160 bin olan çırak, kalfa sayısının kısa müddette 780 bine çıkarıldığını söylemiş oldu.
FUREY: YAPTIKLARINIZ SAHİDEN TAKDİRE ŞAYAN
Kanada Senatosu Lideri Furey ise “Fırsat eşitliği ve eğitimin çağdaşlaştırılması hususlarında yaptıklarınız nitekim takdire şayan. Eski bir öğretmen ve yönetimci olarak mesleksel gelişmenin ne kadar değerli olduğunu epey güzel biliyorum. Öğretmenler için eğitim mühletini 44 saatten 192 saate çıkarmış olmanız nitekim çok etkileyici” sözlerini kullandı. Kısa müddet ortasında yaptığı bu kadar kıymetli çalışma için Bakan Özer’i takdir ettiğini söz eden Furey, “Özellikle üç temel gelişim alanında bugün burada dediğiniz kimi şeyleri derinlemesine öğrenmek ve kendi eğitim sistemimiz ortasında görmeyi isterim” dedi.
Türkiye’nin yalnızca bir yıl ortasında 160 bin çırak ve kalfadan 780 bin çırak ve kalfa sayısına ulaşmasının etkileyici bir muvaffakiyet olduğunun altını çizen Furey, “Dünyanın birfazlaca yerinde olduğu üzere Kanada’nın da birtakım bölgelerinde zanaatkâr eksikliği var. Bu durum okulumuz ya da öğretmenimiz olmadığından değil, bu mevzuyu gereğince gündeme getirmememizden kaynaklanıyor. Gereğince zanaatkâr olmaması ekonomiler için sorun oluşturabiliyor. Benim bölgemde eğitim müfredatının günümüz kaidelerine uygun olmaması niçiniyle meseleler yaşayabiliyoruz. Öğrenciler daha hayli iş başında öğrenmeyi seviyor” diye konuştu.
“Bunların birincisi eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek. birinci vakit içinderda okul öncesi eğitimde bir seferberlik başlatarak yalnızca bir yılda okul öncesi eğitimde okullaşma oranını yüzde 78’den yüzde 93’e çıkarttık. Okullarımızın tamamını kütüphanelerle donattık. Kütüphanelerdeki kitap sayısını 28 milyondan 80 milyona çıkarttık. Temel Eğitimde 10.000 Okul Projesi’yle on bin okulun eğitim ortamlarını zenginleştirdik. Binden çok okulumuzu etraf dostu okul haline getirdik. Ülkemiz eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için tüm ders kitaplarını son yirmi yıldır fiyatsız olarak dağıtıyor. Bu sene buna bir ek yaparak eğitimle ilgili tüm yardımcı gereçleri de fiyatsız olarak tüm öğrencilerimize ulaştırdık.”
ÖĞRETMEN GELİŞİMİ İÇİN ÇOK KAPSAMLI PROGRAMLAR
Özer, öte yandan halk eğitim merkezlerinde verilen kurslarla her ay 1 milyon şahsa ulaşıldığını, yetişkinlerin istediği eğitimi istedikleri lokasyonda alabilmelerine imkân tanıyan bir kapasiteye erişildiğini vurguladı. İkinci önceliğin öğretmenlerin mesleksel gelişimi olarak belirlendiğinin altını çizen Bakan Mahmut Özer, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenliğin bir meslek mesleği olarak tanımlandığını hem de öğretmenlerin mesleksel gelişim eğitimleri için okul temelli hayli kapsamlı programların hayata geçirildiğini anlattı.
Yürütülen çalışmaların ana odağına alınan üçüncü mevzu başlığını mesleksel eğitimin güçlendirilmesi olarak tanımlayan Özer, yeni yaklaşımda mesleksel ve teknik Anadolu liseleri ile birlikte Almanya’daki duale mesleksel eğitimin karşılığı olan mesleksel eğitim merkezlerinin yer aldığını, bu alanda yapılan yasal düzenleme daha sonrasında 160 bin olan çırak, kalfa sayısının kısa müddette 780 bine çıkarıldığını söylemiş oldu.
FUREY: YAPTIKLARINIZ SAHİDEN TAKDİRE ŞAYAN
Kanada Senatosu Lideri Furey ise “Fırsat eşitliği ve eğitimin çağdaşlaştırılması hususlarında yaptıklarınız nitekim takdire şayan. Eski bir öğretmen ve yönetimci olarak mesleksel gelişmenin ne kadar değerli olduğunu epey güzel biliyorum. Öğretmenler için eğitim mühletini 44 saatten 192 saate çıkarmış olmanız nitekim çok etkileyici” sözlerini kullandı. Kısa müddet ortasında yaptığı bu kadar kıymetli çalışma için Bakan Özer’i takdir ettiğini söz eden Furey, “Özellikle üç temel gelişim alanında bugün burada dediğiniz kimi şeyleri derinlemesine öğrenmek ve kendi eğitim sistemimiz ortasında görmeyi isterim” dedi.
Türkiye’nin yalnızca bir yıl ortasında 160 bin çırak ve kalfadan 780 bin çırak ve kalfa sayısına ulaşmasının etkileyici bir muvaffakiyet olduğunun altını çizen Furey, “Dünyanın birfazlaca yerinde olduğu üzere Kanada’nın da birtakım bölgelerinde zanaatkâr eksikliği var. Bu durum okulumuz ya da öğretmenimiz olmadığından değil, bu mevzuyu gereğince gündeme getirmememizden kaynaklanıyor. Gereğince zanaatkâr olmaması ekonomiler için sorun oluşturabiliyor. Benim bölgemde eğitim müfredatının günümüz kaidelerine uygun olmaması niçiniyle meseleler yaşayabiliyoruz. Öğrenciler daha hayli iş başında öğrenmeyi seviyor” diye konuştu.